Huzur İslam’da değil artık, Şirkette!

Merhaba kıymetli okur.
Doksanlı yıllarda özellikle arabaların arka tarafına yazılan bir slogan vardı; ‘Huzur İslam’da’
Epey meşhur olmuştu bu slogan. Bugün arabaların arkasına yapıştırılan tuğra çıkartması neyse, ‘Huzur İslam’da’ sloganı da aynıydı.
Gün oldu, devran döndü değerli okur ve arabaların arkasına bu sloganı yazanlar, şimdi iktidardalar. Her ne kadar iktidara geldikten sonra araba arkalarına ‘Huzur İslam’da’ yazmayı bıraksalar da huzur arayışları devam ediyor bu kitlenin. Ancak huzuru İslam’da değil, şirketlerde buluyorlar şimdilerde.
Nasıl mı kıymetli okur? Huzur hakkıyla! Evet doğru duydunuz, huzur hakkı. Nedir bu huzur hakkı? Buyrun, hep beraber bakalım; Şirket ortakları, şirket müdürleri ve yönetim kurulu üyelerinin kanunen belli sorumluluk ve yükümlüleri vardır. Huzur Hakkı, bu kişilerin sorumluluk ve yükümlülükleri nedeni ile karşılaşabilecekleri riskleri azaltmak amacıyla belirlenen maddi karşılıktır.
Anlaşılması adına somut örneklerden yürüyelim isterseniz. Mesela ben bir düğün salonu işletmecisiyim. İşlettiğim düğün salonunun sahibi de yapılan son yerel seçimlerde belediye başkanı oldu. Seçimden sonra belediye başkanı olan bizim patron, belediyenin şirketlerinden birine beni yönetim kurulu üyesi olarak atayabilir ve ben de yönetim kurulu üyesi olmama binayen, yukarıdaki ‘Huzur Hakkı’ tanımına da sığınarak, her ay düzenli olarak belediyeden maaş alabilirim.
‘Olur mu canım öyle şey?’ diyebilirsiniz. İlk önce bana da çok saçma gelmişti. Sonuçta düğün salonu başka, belediye başka iş. Ancak sonra öğrendim ki patron isterse oluyormuş. Yani hem düğün salonunu işletip hem de belediyeden her ay ‘Huzur hakkı’ adı altında maaş alabiliyormuşum.
İnisiyatif patronda, yani başkanda kıymetli okur. Yapar mı böyle bir şey? İsterse yapar. Kanunen herhangi bir engeli yok. Etik olarak uygun mu diye sorarsanız, ona ben karışamam. Etik kısmı da patronun insafında.
Başa dönecek olursak, hani şu araba arkasına yazılan meşhur slogana. Dedim ya kıymetli okur, slogan yazanlar şimdilerde iktidarda ve artık huzuru İslam’da değil, şirketlerde arıyorlar.
‘Bulabildiler mi huzuru?’ diye soracak olursanız, bakın orası da işin maneviyat kısmı. Kişi ile maneviyatı arasına girmeyi şahsen doğru bulmuyorum. O kısmı merak edenler patronu görünce sorsunlar.
Kalın sağlıcakla.