Erseçkin: Bu dönem bir kadın aday fark yaratacak!
İYİ Parti Çerkezköy Belediye Başkan Adayı Yasemin Altın Erseçkin’le 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan mahalli idareler seçimi öncesinde bir röportaj yaptık. Sorularımıza son derece samimi cevaplar veren Yasemin Altın Erseçkin, seçimi kazanarak Çerkezköy Belediye Başkanı olma konusunda oldukça iddialı…
Soru: DEM Parti’nin eş başkan adayı dışında tek kadın adaysınız. ‘Erkekler kendi aralarında kapışırken ben aradan sıyrılırım’ gibi bir düşünceniz oldu mu?
Yasemin Altın Erseçkin: Tabi ki sıyrılacağım. Öyle düşünmüyorum, bunu hissediyorum. Sahada da bu çok var. Kadın olmamdan dolayı destekleyen, özellikle hemcinslerim tarafından çok yoğun bir ilgi ve alaka var. Sosyal medyamda yüzlerce kadın olmam sebebiyle destekleyeceğimi söyleyen kadınlar var. Kadın olmamın ilçenin yönetimiyle alakalı süreçlerde fark yaratacağını düşünerek destekleyenler de var. Bu dönem bir kadın aday fark yaratacak.
Soru: Nedir bu ‘Kadın eli’?
Yasemin Altın Erseçkin: Bu bir söylem aslında. Evde evi çekip çeviren kadındır. ‘Adam getirir, kadın pişirir’ diye bir laf var atalarımızdan bugüne kadar gelen. Evi kadın derler, toparlar. Çocukların düzeni ve tertibinden kadın sorumludur. Bir şekilde ailenin ekonomik bütçesini yönetmek asli görevlerinden birisidir kadının. İş hayatında yine birçok konuda birçok noktada aktiftir ve başarılıdır. Bu sebeple de kadın elinin değmesi bir benzetme aslında ama ‘Fark yaratacağımız bir kadın gelecek ve fark yaratacak’ demek aslında. Hakim olduğumuz her noktada olduğu gibi birçok şeyi bir arada nasıl yönetebiliyorsak… Erkekler eve ilk geldiklerinde ne yaparlar? ‘Yemek ne?’ diye sorarlar. Ama kadın eve girdiğinde, girer girmez ‘Ne yemek yapacağım?’ diye düşünmekle başlar evdeki hayatı. Özellikle de çalışıyorsa. Bu sebeple bir fark yaratacağını düşünüyoruz. ‘Kadın eli değecek’ kısmı aslında bir benzetme ya da örnekleme. Bir değişim yaratacağımızın ifade şekli bu.
Soru: Ziyaretlerinizde en çok kadınlarından mı yoksa erkeklerden mi destek görüyorsunuz?
Yasemin Altın Erseçkin: Çok ilginçtir ki kadınlardan inanılmaz destek alıyorum. Ama erkeklerin de yoğun bir desteği var. Eşit diyebiliriz ama kadınlar beni gördüğünde inanılmaz mutlu oluyorlar. Kendilerini buluyorlar aslında bende. Çünkü kadın nüfus oranı bölgemizde oldukça yüksek. Hemen hemen erkek – kadın dengesi eşit diye biliyorum. Bu sebeple de sokağa çıktığımızda da eşit oranda kadın ve erkek görüyoruz. Mutlu oluyorlar. Özellikle de seçimin son evresinde. Biz bu seçim çalışmasını kademe kademe yürüttük. Geçtiğimiz gün seçim otobüsümden bir selamlama yaptık. Esnafımıza ve vatandaşlarımıza ‘Hayırlı Ramazanlar’ diledik. İnanın ki kadınlar otobüsün içinde beni gördüklerinde kalp yaptılar, öpücük attılar. İnanılmaz muazzam, muhteşem… Bu samimiyetin oylara da yansıyacağını düşünüyorum. Rol model olarak da onların beni destekleyeceğini düşünüyor be bekliyorum.
Soru: Kontenjanlar dahil 28 meclis üyesi adayınız var. Bunlardan sadece 4’ü kadın. Bu kadar ‘kadın’ söylemine göre bu sayı az değil mi?
Yasemin Altın Erseçkin: Çünkü erkekler tarafından desteklenen bir kadın olmayı tercih ettim. Çok feminen bir liste istemedim. O zaman da çok fazla ‘Ne bu ya hep kadın, kadın, kadın’ muhabbeti olacaktı. Hatta birkaç arkadaşımızı da memleket bazında seçim yapıldığında birkaç kadınımızı da erkekle yer değiştirmek durumunda kaldık. Listede 4 ya da 5 kadınımız daha olabilirdi. Ama bu sefer çok feminen bir liste olacaktı. Orada ben ters bir algı yaratmak istedim aslında. Erkek meclis üyelerinin gücüyle yükselen bir kadın imajı çizmek istedim. Buradaki profil net olarak buydu.
Soru: En güçlü rakipleriniz Vahap Akay ve Abdullah Öğe olarak görünüyor. Halk neden sizi seçsin?
Yasemin Altın Erseçkin: Öncelikle Yasemin Altın Erseçkin hiç denenmedi bugüne kadar. Günümüz Türkiye’sinde adaylarımızdan bir tanesinin temsil ettiği parti zaten ülkemizi iktidar anlamında yöneten parti. Diğeri de yerelde iktidarın temsilcisi olarak gözüküyor. Bazısının kişisel bazda bazısının parti bazında bölge halkının onlara bir kırgınlıkları var. Emekliler, memurlar, birçok bölge insanı Adalet ve Kalkınma Partisi’ne temelde çok kızıyor şuan. ‘Elim kırılsaydı da vermeseydim, bu dönem de tövbe asla’ diyen çok kişiyi duydum ben. Yaptığı her hizmetten dolayı Allah ondan razı olsun ama bir yol yürürken ister istemez talihsizlikler olur ama bu talihsizliklerden dolayı da mevcut başkanımızın bir küskün tayfası oluşuyor. Küskünlerin bir şekilde mevcuttaki başkana oy vermemesi gibi bir durum var. Ben şuan siyaseten hiç denenmemiş bir adayım. Parti olarak da aday olarak da… İlk defa aday potasına çıkıyorum. Sayın Abdullah Öğe’yi biliyorsunuz zaten. Ne zaman bir adaylık mevzusu söz konusu olsa biniyor Bilecik’ten arabasına. Geliyor ‘Adayım’ diyor, adaylık sürecini tamamlayıp yeniden yaşadığı ile geri dönüyor. Ama ben hep buradayım. 6 yıldır siyasetin aktif olarak içindeyim. 6 yıldır ilçe başkanlığı yapıyorum. Buralı olmama rağmen annemin ve babamın iş hayatı sebebiyle burada doğmak bana nasip olmadı. Dönebileceğimiz en kısa noktada biz ailece ata topraklarımıza geri geldik. Burada yaşıyoruz. Çocuklarım burada okula gidiyorlar. Bu çok önemli bir şey. Biz ailecek bütün hayati organlarımızı bu ilçenin kaynaklarıyla yönetiyoruz. Burada okula gidiyoruz, burada alışveriş yapıyoruz, buranın kasabına ‘hayırlı işler’ diliyoruz, buranın bakkalına ‘günaydın’ diyoruz. Bunlar çok önemli değerler. Diğer adayları tenzih ediyorum. Akay ve Öğe’yi sorduğunuz için söylüyorum. Diğer adaylarımız da burada yaşayanları vardır. Bu iki adayla kıyasladığımızda kendimi bu bölgenin insanı olarak ve bu bölgede hakikaten ticaretini de siyasetini de aile yaşam ve geçimini de her şeyi bu bölgede sağlayan ve hiç bugüne kadar siyasi parti ve aday anlamında denenmemiş bir aday olarak önde ve farklı görüyorum.
Çerkezköy’ün en büyük sorunu ne ve çözüm yönteminiz ne olacak?
Yasemin Altın Erseçkin: Mahalle mahalle değişiyor aslında. Atatürk ve Öztrak Caddelerinde trafik ve otopark problemi. Vahap Bey bu projeyi istediği gibi tamamlayabilseydi belki bu trafiğe maruz kalmayabilirdik. Kaldırımlar geniş bırakıldı diye meydan altı otoparkı yapacaktı. Meydan altı otoparkı tamamlanmayınca dikey parklanma şuan burada son derece büyük bir sıkıntı. Kaldırımları biraz daraltıp bisiklet yollarını daha arka sokaklara alırsak çapraz parklanmayla otopark problemini bir şekilde çözmemiz gerekiyor ve esnaf da bundan çok şikayetçi. Dükkanın önünde yer bulamayan müşterinin başka yere gittiğini söylüyorlar. Alışveriş ya da başka bir şey için çarşıya uğrayan vatandaş da çok sıkıntılı. Özellikle yeni yapılan hatlar üzerinde su kesintileri çok fazla oluyor. Kızılpınar’daki insanlar su kesintilerinden inanılmaz şikayetçi. Hala yolu yapılmamış sokakların olmasından çok şikayetçi, çamurların olmasından çok şikayetçi. Bunlar tamamen gözle görülür eksiklikler. Çerkezköy’deki en büyük eksikliğin ne olduğunu söyleyeyim. Çerkezköy’deki insanlar, samimiyetle kendilerine yaklaşacak siyasetçiyi özlemişler. Aslında en büyük sorun bu. Evet temel prensipler mimari olarak ya da vaat ya da yapılacaklar anlamında büyük sıkıntılar var. Ama insanların söylediği hep şu: ‘Evet Başkanım, hayırlı olsun, seçileceksin ama inşallah seçildikten sonra bizi unutmazsın. Caddelerden, sokaklardan umarım elini ayağını çekmezsin. Hep halkla iç içe olursun, onlarla samimi olursun, onlarla dertlenirsin, onlarla mutlu olursun. Sadece yılın belli bölümlerinde değil her zaman sizi sokaklarda görmek istiyoruz.’ Bu şekilde söyleyen yüzlerce, milyonlarca seçmen var. Türkiye’de de Çerkezköy’de de… Mimaride de Atatürk, Öztrak, su patlamaları, karanlık sokaklar, betonlanmamış yollar caddeler… Yeni yapılmış olmasına rağmen bozulan, kırılan, dağılan kaldırımlar… Hemen şu önümüzdeki peyzaj bölgesi sadece yağmurlu havada ıslanıyor. Sistem çalışmıyor yani. Şimdi bunu Vahap Bey’e soramayız. Bunu gidip fen işlerindeki yetkiliye soracaksın. Diyeceksin ki ‘Senin yüzünden adam burada laf yiyor.’ Yapılan yapılıyor, arkasında takip yok. Ben bunu hiçbir zaman Vahap Bey’e söyleyemem ki. Vahap Bey bunun için bütçeyi yapmış, bütçeyi feda etmiş. Ama bunu yapan müteahhitle bunu kontrol etmesi gereken belediye görevlileri bunu hiç takip etmemiş. Kontrolsüzlük gibi ciddi bir sıkıntımız var. Her yerde bu böyle. Direkler dikilmiş, dipleri çukur. Çiçeklikler yapılmış, sulama sistemi çalışmıyor. Kent peyzajı yapılmış mı? Yapılmış. Adam yapacağım demiş mi? Yapmış. Ama sistem çalışmıyor. Sürdürülebilirlik çok önemli. Harcanan ve akıtılan paraların kontrol ve sürdürülebilirliği… Başkanın görevi ne? Ekibini doğru koordine ederek o sistemin doğru bir şekilde çalışmasını sağlamak. Tabi ki Vahap Bey tek tek bunların altındaki sulama sistemleri yapılıyor mu diye bakacak değil. Bu görev onun değil ama en azından altındaki insanlara bunu doğrulatabilmesi gerekiyordu. Asıl sıkıntı burada başlıyor.
Soru: Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay’ı henüz ziyaret etmediniz. Kasıtlı bir davranış mı yoksa kısmet mi olmadı?
Yasemin Altın Erseçkin: Denk gelmedi. Böyle bir süreç olmadı. Ben henüz Kaymakam Bey’e de gitmedim. O kurguyu da şöyle yaptım. Çalışmalar biter, tam net bir şekilde bütün saha biter… Gider derim ki ‘Kaymakam Bey son bir haftam kaldı. Öyle ya da böyle ben kendime göre adaletli bir sistem geçirdim. Sizlerin hakkına girdiysem hakkınızı helal edin.’ Bu şekilde helalleşmek gerekiyor. Aynı şey Vahap Bey için de geçerli. Bu tarz ziyaretleri son haftaya bıraktım. Gideceğiz yani.
Soru: Çerkezköy’de Yasemin Altın Erseçkin’le birlikte ne değişecek?
Yasemin Altın Erseçkin: Benimle birlikte Çerkezköy çok farklı bir mimari vizyona sahip olur mu? Zaten belli yani. Bu saatten sonra önümüzdeki 5 yıla belki birazcık daha nitelikli parklar, nitelikli alanlar yaratabiliriz. Daha sosyal çevreler kazandırabiliriz. Özellikle insanlarımızın yerel seçim sürecinde girecekleri ekonomik darboğazın üzerine daha halkçı bir belediye olabiliriz. Benim çok önemli ve önemsediğim projem var mesela. Her çocuğa bir öğün beslenme projem var. Bu bile aile bütçesi için katkı olacak belki de. Geri dönüşüm projem var. ÇerkezKart’la birlikte herkesin kumbaralara atacağı geri dönüşüm malzemeleri biriktirerek hem ekonomiye hem de çevre temizliğine ve çevre sağlığına çok büyük katkı olacak. Bir kadın hassasiyetiyle çok daha farklı düşünülecek her şey. Erkek her zaman bir şeyi tek kez sabit düşünür ama kadın aynı anda aynı şeyi çok yönlü kurgulayabilir. Örneğin eşim hemen karar verir, yapılır ya da yapılmaz. Ben ise aynı anda altını – üstünü, sağını – solunu çok fazla şeye yayarak düşünürüm. Her zaman da ‘İyi ki bu kadar detaylı düşünmüşüz’ demişizdir. Kazacaksam, kazmadan önce aylarca oranın çevresinde gezerim.