"Eğitim sistemi iktidarın hedefleri doğrultusunda biçimlendiriliyor"

"Eğitim sistemi iktidarın hedefleri doğrultusunda biçimlendiriliyor"
Yayınlama: 24.09.2014
A+
A-

Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı’nın son dönemdeki uygulamalarına karşı tüm Türkiye genelinde greve giderken, sendikanın Çerkezköy ve Kapaklı Temsilcilikleri de konuyla ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimde yıllardır acil çözüm bekleyen sorunları bir tarafa bırakıp, eğitim sistemi üzerinden toplum içinde yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratacak uygulamaları hayata geçirmeyi sürdürdüğünü savunan Sendika Temsilcilikleri, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın sadece son birkaç ay içinde gündeme getirdiği konular, siyasal kadrolaşma girişimleri, yapılan yasa ve yönetmelik değişiklikleri ile attığı tehlikeli adımlar, 2014-2015 eğitim öğretim yılının eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler açısından son derece zorlu ve çetin mücadelelere gebe olduğunu göstermektedir. Bu anlamıyla bugün yaptığımız grev, önümüzdeki dönem eğitim alanında yürüteceğimiz mücadele açısından önemli bir başlangıç olarak değerlendirilmelidir” ifadelerine yer verdi

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen)eğitimde rotasyona, yöneticilerin kıyımına, imam hatip dayatmasına, performansa dayalı çalışmaya, 4+4+4 sistemine ‘dur’ demek için 24 Eylül’de tüm Türkiye’de greve çıkarken, sendikanın Çerkezköy ve Kapaklı temsilcilikleri de konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Çarşamba günü  Çerkezköy Belediye Meydanı’nda yapılan açıklamayı sendika temsilcilikleri adına Ayşegül Duman okudu.

IMG_1379EĞİTİM SİSTEMİ İKTİDARIN HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA BİÇİMLENDİRİLİYOR

Toplumun farklı kesimlerinin giderek artan ve acil çözüm bekleyen sorunları sürekli geri plana itilirken, eğitim sistemi üzeriden tüm toplum iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda biçimlendirilmek istendiğini savunan Duman, “Eğitimde ve yükseköğretim alanında bugüne kadar yapılan bütün yasal düzenlemeler, hayata geçirilen fiili uygulamalar sadece eğitim sistemini değil, çocuklarımızın, velilerimizin ve bütün toplumun geleceğini ipotek altına almaktadır. Yıllardır eğitim sistemine yönelik olarak atılan her adım, yapılan her yasal düzenleme ve fiili uygulama, okulöncesinden yükseköğretime kadar eğitimin bütün kademelerinde piyasalaştırma ve ticarileştirme uygulamalarını arttırmış, kamu kaynakları özel okullara aktarılırken, devlet okulları kendi kaderine terk edilmiştir” şeklinde konuştu.

DOĞRUDAN SİYASİ MÜDAHALELER ARTTI

Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimde yıllardır acil çözüm bekleyen sorunları bir tarafa bırakıp, eğitim sistemi üzerinden toplum içinde yeni ayrışmalar ve kutuplaşmalar yaratacak uygulamaları hayata geçirmeyi sürdürdüğünü savunan Duman, “Özellikle eğitimde 4+4+4 dayatması sonrasında, eğitime yönelik doğrudan siyasi müdahaleler artmıştır. Eğitim müfredatının içeriğine dini söylem ve ifadeler yerleştirilmiş, okul dönüşümleri sürecinde imam hatiplere ayrıcalık tanınmış, öğrenciler öğretmen yokluğu gerekçe gösterilerek dini içerikli dersleri seçmeye yönlendirilmiştir” dedi.

 İKTİDARIN SON HEDEFİ KARMA EĞİTİMİ ORTADAN KALDIRMAK

Açıklamanın devamında, imam hatip okulları ile ilgili yaşanan gelişmelere de değinilirken, “Türkiye’nin her yerinde imam hatip okullarına yeterli talep olmamasına rağmen normal ortaokullar içinde imam hatip sınıfları açılmış, bazı okullar tel örgü ve duvarlarla bölünerek öğrenciler mağdur edilmiştir. Doğrudan inanç istismarı şeklinde gündeme getirilen her lisede ibadethane (mescit) açılmasının zorunlu hale getirilmesi ve son olarak kılık kıyafet yönetmeliğinde yapılan değişiklikle bütün okullarda başörtüsünün serbest bırakılması, okullarda velileri ve öğrencileri karşı karşıya getirecek uygulamalar olarak dikkat çekmektedir. İktidarın bir sonraki hedefi, karma eğitimi tamamen ortadan kaldırmaktır. Yıllardır toplumda yaratılan kutuplaşmanın bir benzeri okullarda, hatta sınıflarda yaratılmaya çalışılmaktadır. AKP iktidarı, her alanda olduğu gibi, eğitim alanındaki siyasal hedeflerine ulaşmak için halkın dini duygularını istismar etmekten çekinmemektedir” ifadelerine yer verildi.

IMG_1386EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖĞRENCİLER VE VELİLER MAĞDUR EDİLİYOR

Eğitim Sen’in, laik eğitim ve anadilinde eğitim hakkı mücadelesini sürdürme konusunda kararlı olduğunu da vurgulayan Duman, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, var olan sorunları derinleştiren ve her yıl yeni sorunlar yaratan politika ve uygulamalarıyla attığı her adımda başta eğitim emekçileri olmak üzere, öğrenci ve velileri mağdur ettiğini dile getirerek, “Öğrencilerin özel liselere, meslek liselerine, imam hatip liselerine ve açık liselere yönlendirilme süreci TEOG ile resmen bir zorunluluğa dönüşmüştür. 134 bin öğrenci meslek liselerine ve imam hatiplere zorla kaydedilirken, bugüne kadar açıklanan boş kontenjan sayısı sadece 52 bin 167`dir. Bugünkü verilere göre 82 bin öğrenci zorunlu olarak meslek lisesine ve imam hatibe devam edecektir” dedi.

TARİHİN EN KAPSAMLI SENDİKAL-SİYASAL KADROLAŞMA VE TASFİYE OPERASYONU GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR

Son dönemde, okullarda tarihin en kapsamlı sendikal-siyasal kadrolaşma ve tasfiye operasyonu gerçekleştirildiğini de kaydeden Duman, “Okullarda siyasi iktidar çizgisinde olmayan tek bir yöneticinin bile görev almaması için düğmeye basılmış ve bütün okullarda tarihin en kapsamlı sendikal-siyasal kadrolaşma ve tasfiye operasyonu gerçekleştirilmiştir. MEB, eğitimde yıllardır farklı kimlik, dil ve kültürleri yok sayan, din ve inanç istismarına dayanan, doğrudan dayatmacı politikalarının okullarda istediği gibi uygulanması için okul müdürlerinin tamamına yakınını kendi siyasal kadroları arasından belirlemiş, Eğitim Sen üyesi okul müdürlerinin yaklaşık yüzde 96`sı tasfiye edilmiştir” diye konuştu.

TORBA YASALAR KAMU EMEKÇİLERİNİN HAKLARINI TIRPANLIYOR

Duman, açıklamanın devamında, çıkarılan torba yasalarla kamu emekçilerinin haklarının sürekli tırpanlandığını da dile getirerek, “Angarya çalışma, performans değerlendirme, mülakat ya da sözlü sınav uygulamaları ile iş güvencemiz elimizden alınmak istenmektedir. Eğitimde bir taraftan yoğun bir siyasal kadrolaşma yaşanırken, son çıkan torba yasa ile öğretmenlere sürgün anlamına gelen zorunlu rotasyon uygulaması yasal hale getirilmiştir. Türkiye çapında görev yapan yüz binlerce öğretmen kendi istekleri dışında zorla rotasyona tabi tutulacak, tarihin en büyük ve en kitlesel sürgünü hayata geçirilecektir. Zorunlu rotasyon dayatmasıyla birlikte aday öğretmenlere sözlü sınav getirilmesi iş güvencemizin aday öğretmenlik sürecinden başlayarak adım adım kaldırılmak istendiğini göstermektedir” cümlelerine yer verdi.

IMG_1385İŞSİZ ÖĞRETMENLER BİR KEZ DAHA HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATILDI

Açıklamada ayrıca, öğretmen atamalarına da değinildi. Öğretmen atamalarında, özür grubu, il içi ve il dışı tayinlerde yaşanan sorunların sürdüğünü ifade eden Duman, “Öğretmen açığının 140 bin olduğu bir dönemde sadece 40 bin öğretmenin atanması yapılmış, yıllardır atama bekleyen işsiz öğretmenler bir kez daha hayal kırıklığına uğratılmıştır. Okullarda yardımcı hizmetli ve memur açıkları ile angarya çalıştırma uygulamaları sürmektedir.  Öğretmen açıkları her yıl olduğu gibi bu yıl da ücretli öğretmenlerle kapatılacak, okulöncesinde ikili eğitime geçildiği için eğitimde güvencesiz istihdam uygulamaları artarak devam edecektir” dedi.

SORUNLAR ÜNİVERSİTELERDE DE DEVAM ETMEKTE

Eğitimin bütün alanlarında olduğu gibi üniversitelerde yaşanan sorunlar da katlanarak arttığına dikkat çeken Ayşegül Duman, “Üniversitelerde üyelerimize yönelik baskılar, mobbing uygulamaları, soruşturma, sürgün ve görevden almalar devam etmektedir. Üniversite yönetimlerinin anti-demokratik ve baskıcı uygulamaları artarken, haksız gerekçelerle hakkında soruşturma açılan, akademik faaliyetleri engellenen, hatta işten atılan Eğitim Sen üyeleri ancak yargı kararları ile görevlerine geri dönebilmektedir” diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın sadece son birkaç ay içinde gündeme getirdiği konular, siyasal kadrolaşma girişimleri, yapılan yasa ve yönetmelik değişiklikleri ile attığı tehlikeli adımların, 2014-2015 eğitim öğretim yılının eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler açısından son derece zorlu ve çetin mücadelelere gebe olduğunu gösterdiğini savunan Duman, “Bu anlamıyla bugün yaptığımız grev, önümüzdeki dönem eğitim alanında yürüteceğimiz mücadele açısından önemli bir başlangıç olarak değerlendirilmelidir. Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı şunu çok iyi bilmelidir ki, eğitim ve bilim emekçileri eğitim üzerinden oynanmak istenen oyunun ve boyunlarına geçirilmek istenen zincirin farkındadır. Eğitim ve bilim emekçileri olarak ne bize ne de çocuklarımıza, siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerine kurban edilmesine asla izin vermeyecek, siyasi iktidarın eğitimi ve toplumu kendi çıkarları doğrultusunda “tek tip”leştirme yönündeki girişim ve uygulamalarına bütün gücümüzle karşı duracağız” şeklinde konuştu.

IMG_1384EĞİTİM SEN’DEN MEB’E UYARI

Eğitim Sen, açıklamanın devamında Milli Eğitim Bakanlığı’na uyarıda bulunarak, “Attığı her adımda tekçi, baskıcı ve dayatmacı uygulamaları ile eğitim ve bilim emekçilerini, öğrencileri ve velileri mağdur eden Milli Eğitim Bakanlığı’nı bir kez daha uyarıyor, taleplerimize kulak verilmesini, eğitimde yaşanan sorunların kalıcı olarak çözülmesini istiyoruz. Yıllardır sesimizi duymayanlara, taleplerimizi görmezden gelenlere inat, haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğimiz bilinmelidir. Siyasi iktidarın ve MEB`in gerek toplumsal yaşamda gerekse eğitim sisteminde hayata geçirmeye çalıştığı politika ve uygulamalar karşısında bütün eğitim ve bilim emekçilerini, velilerimizi ve öğrencilerimizi örgütlenmeye ve birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.

TALEPLERİNİ OKUDULAR

Açıklamanın sonunda sendikanın talepleri şu şekilde sıralandı:

“-Kamusal, demokratik, bilimsel, laik ve anadilinde eğitimin önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.

– Eğitimin bütün kademelerinde dini kurallara göre değil, bilimsel kurallara göre eğitim yapılmalı, siyasal-ideolojik çıkarlar için okullarda din ve inanç istismarı anlamına gelen uygulamalardan derhal vazgeçmelidir. Laik eğitim gerçek anlamıyla yaşama geçirilmelidir.

– MEB, öğrencileri özel okullara, meslek lisesi, imam hatip ya da açık liseye yönlendirmekten vazgeçmeli, TEOG yerleştirmeleri sürecinde yaşanan sorunlar en kısa sürede çözülmelidir.

– Eğitimde siyasi kadrolaşmaya, zorunlu rotasyon girişimlerine, angarya çalışma ve performans uygulamalarına derhal son verilmelidir.

– Öğretmen ve yardımcı hizmetli açıkları kapatılmalı, okullarda ve üniversitelerde angarya çalışma uygulamalarına, Eğitim Sen üyelerine yönelik soruşturma, sürgün ve görevden almalara son verilmelidir.

– Memur Sen`in imzaladığı ihanet sözleşmesi nedeniyle oluşan enflasyon kayıplarımız karşılanmalı, maaşlarımıza 2014 enflasyon farkı kadar “ek zam” yapılmalıdır.

– Kamu kaynakları özel okullara değil; devlet okullarına aktarılmalı, eğitime yeterli bütçe, okullarımıza ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.