İkiyüzlülüğün fotoğrafını çekmişler, yazısını yazmak da bana düşer
Merhaba kıymetli okur.
Ünlü sanatçı Abidin Dino’yu birçoğumuz memleket şairi Nazım Hikmet’in şu mısralarıyla biliyoruz; ‘Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?’ Nazım Hikmet, eşi için yazdığı ‘Saman sarısı’ adlı şiirinde ressam Abidin Dino’ya çağrıda bulunarak, kendisine ‘mutluluğun resmini yapabilir misin’ diye sormuştur. Merak edenler için şiiri de şuraya bırakıyorum;
Saman Sarısı
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
İşin kolayına kaçmadan ama
Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
Ne de ak örtüde elmaların
Ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?
**********
Abidin Dino ise sanılanın aksine Nazım’ın istediği gibi mutluluğun resmini yapmamış, Nazım Hikmet’in bu isteğine yine bir şiirle cevap vermiştir. Merak edenler için o muhteşem şiiri de şöyle bırakıyorum;
Mutluluğun Resmi
Kokusu buram buram tüten
Limanda simit satan çocuklar
Martıların telaşı bambaşka
İşçiler gözler yolunu.
İnebilseydin o vapurdan
Ayağında Varna’nın tozu
Yüreğinde ince bir sızı.
Mavi gözlerinde yanıp tutuşan
hasretle kucaklayabilseydim
seninle, bir daha.
Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi
Bağrımıza bassaydık seni Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Başında delikanlı şapkan,
kolların sıvalı, kavgaya hazır
Bahriyeli adımlarla düşüp yola
Gidebilseydik Meserret Kahvesine,
İlk karşılaştığımız yere
Ve bir acı kahvemi içseydin.
Anlatsaydık
o günlerden, geçmişten, gelecekten,
Ne günler biterdi,
Ne geceler…
Dinerdi tüm acılar seninle
Bir düş olurdu ayrılığımız, anılarda kalan.
Ve dolaşsaydık Türkiye’yi
bir baştan bir başa.
Yattığımız yerler müze olmuş,
Sürgün şehirler cennet.
İşte o zaman Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Buna da ne tuval yeterdi;
ne boya…
***********
Kıymetli okur, ben ressam da değilim şair de. Bu yüzden resim çizemem, şiir de yazamam. İşim gereği fotoğraf çeker, naçizane fikirlerimi beyan eden yazılar kaleme alırım. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, bu kısmı sizlere kalmış. Ama tıpkı Nazım’ın Abidin Dino’dan istediği gibi; ‘Bana ikiyüzlülüğün fotoğrafını çekebilir misin Kadir?’ diye sorsanız, size cevabım şu olurdu; ‘O fotoğrafı çektiler ama ben size yazısını yazarım.’
Bugün bir fotoğraf karesine rastladım değerli okur. Süleyman Kozuva, çok değil bir buçuk sene öncesine kadar hakkında çarşaf çarşaf yazılar yazan, sonrasında her ne hikmetse yazıları kaldıran, kaldırdığı yazılarda, ki bu yazılar benim arşivimde mevcut, kendisine çeşitli suçlamalar yönelten (suçlamaları buradan yazmayacağım) Çerkezköy’ün dönek kara kutusu ile yıldönümü pozu vermiş.
Ben de kendi kendime şunu dedim, ‘madem ikiyüzlülüğün fotoğrafını çekmişler, yazısını yazmak da bana düşer.’
Kalın sağlıcakla.