Hesap günümüz 2023 Haziran!

Hesap günümüz 2023 Haziran!
Yayınlama: 25.06.2020
A+
A-

Millet İttifakı’nın Çerkezköy’deki iki paydaşı CHP Çerkezköy İlçe Başkanı Ayfer Dönmez ve İYİ Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Yasemin Altın Erseçkin ile bir röportaj gerçekleştirdik. Son olarak 2019 yerel seçimlerinde sahaya inen ve Çerkezköy ile Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi belediye başkanlarının Millet İttifakından çıkması için mücadele vererek bunu başaran ikili, genel seçimler için de iddialı konuştu. Normal şartlarda 2023 yılında gerçekleşecek olan genel seçimlerde Millet İttifakı olarak iktidara yürüyeceklerini kaydeden Dönmez ve Erseçkin; vatandaşın, mevcut iktidara cevap vermek için sandığı beklediğini ifade ettiler
Soru: Türkiye’de kadın siyasetçi olmak nasıl bir duygu?
Ayfer Dönmez: Uzun yıllardır siyasetin içerisindeyim. Kadın kolları başkanıyken daha kolaydı siyaset yapmak. Şu ana göre değerlendirdiğimde daha güzel, daha rahat siyaset yapıyordum. Bazen çok sivri olabiliyordum ama maalesef şu an böyle olamıyoruz. Ülke olarak her anlamda çok zorlu günler yaşıyoruz. Eskiden daha rahat söyleyebildiklerimizi şimdi söyleyemiyoruz. Mevcut hükümetin baskıları nedeniyle herkes üzerinde bir baskı hissediyor. Sosyal medyada bir şey paylaştığınızda bile hemen bir troll saldırısına uğruyorsunuz. Şu anda ülkemizde siyaset yapmak kolay değil. Çok fazla din konusu öne çıktı. Bir şey söylediğin zaman ‘dinsizlikle’ suçlanabiliyorsun. Çünkü mevcut hükümet, siyasetini bu yönde yapıyor. Türkiye’de kadın siyasetçi olmak bir yandan da iyi. Çok daha saygılı ve sakin bir ortam oluşuyor. Siyasi bir ortamda bulunduğum zaman herkes daha dikkatli davranıyor. Kadın olmanın böyle bir avantajı var. Çerkezköy gibi bir yerde ilçe başkanı seçilmiş olmamı herkes hayretle karşıladı. Nasıl başardığımı sordular. Bunun bir emek olduğunu düşünüyorum. Tırnaklarımızı kazıya kazıya geldik. İnsanlar da bunu değerlendirdi, hak ettiğimizi düşündü ve bizi bu göreve getirdi. Kadınlar olarak daha çok siyasette yer alabilsek keşke. Bunun için mücadele etmememiz gerekiyor. Ötekileştirmeden, kıskanmadan siyasette ve karar mercilerinde kadınların daha fazla söz sahibi olması için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Yasemin Altın Erseçkin: Göreve başladığımda benim genel başkanımın bir kadın olması bir avantajdı. Rol modelinizin bir kadın olması sizin elinizi daha da kuvvetlendiriyor. Erkeklerin siyaseti, kaba tabirle kahvede tavla oynarken kararların alındığı bir mecraya dönmüştü. Ekibime hep şunu empoze etmeye çalışıyorum: ‘Evlere girerek, insanlara dokunarak, çarşı – pazar gezerek insanlara ulaşmalıyız. Kadın olmanın avantajı burada çok net anlaşılıyor. Kapıyı bir erkeğin çalmasıyla bir kadının çalması arasında büyük bir fark var. Kadın olmanın burada bir avantajı var. Genel olarak kadın olmanın bir dezavantajı yok ama rakiplerimizin ‘kadın olmamızı’ dezavantaj haline getirmek istediklerini görüyorum. Rakiplerimiz bunu aşağıya çekmeye çalışıyorlar. Bunu da benim hemcinslerim, cinsiyetçilikle ayrıştırarak yapıyorlar. Türkiye’de sadece siyasetçi olmak değil; kadın olmak zor. Ama siyasetçi olmak da imkansız değil. Bu ülkeye artık kadınların eli değmeli. Bizim Nene Hatunlarımız var. Belki bizler de çağımızın Nene Hatunları olacağız. Bizim kafaya takmadığımız ‘cinsiyet’ kavramını umarız ki başkaları da kafalarına takmaz. İyi ki kadın siyasetçiyim.
Soru: Çerkezköy Belediyesi ve Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin çalışmalarını nasıl değerlendirirsiniz?
Ayfer Dönmez: Pandemi süreci plan tarihlerini ileri bir tarihe erteletti. Ancak pandemi sürecinde özellikle Çerkezköy Belediyesinin çalışmalarını bir vatandaş olarak takdirle karşılıyorum. Belediyede başkanından en alttaki personeline kadar olağanüstü bir emek harcadılar. Büyükşehir de aynı şekilde çalıştı. Onların da emeklerine sağlık. Şu süreçte Çerkezköy Belediyesi tarafından 10 bin haneye gidildi. Bu çok büyük bir sayı. Kimin ne ihtiyacı varsa cevap verilmeye çalışıldı. Özverili bir şekilde çalışıldı.Plan ve projeler ileri tarihlere ertelenmek durumunda kaldı. 2020’nin sonu, 2021’in başında güzel projeler hayata geçmeye başlayacak. Bu süreçte ‘sosyal belediyecilik’ ön plandaydı ve Çerkezköy Belediyesi ile Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi bunu layıkıyla yerine getirdi.
Yasemin Altın Erseçkin: Yerel yönetim çalışma süreci dolu dolu 5 yıl. Belediye Başkanları da bu sürenin planını yaparlar, stratejik planlarını bütçe ve zamana göre hazırlarlar. Ama koronavirüs pandemi süreci bu planların geçici olarak durdurulmasına, daha insana yaklaşır olan sosyal belediyeciliğin ön plana çıkmasına neden oldu. Çerkezköy’de aç yatan bir insan varsa belediye meydanına yapılacak otoparkla kimseye hizmet etmiş olamazsınız. Bu koşullarda B planı devreye girdi ve belediyemiz de yaralı insanlarımıza ulaşarak onların yaralarına bir nebze de olsa merhem olmaya çalıştılar. Objektif olarak değerlendirdiğimde şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum ki ‘Allah onlardan razı olsun’. Kapı kapı dolaşılarak maske ve dezenfektan dağıtıldı. Tüm engellemelere rağmen vatandaşlarımıza erzak kolileri dağıtıldı. Çerkezköy de iyi olacak, Tekirdağ da iyi olacak. Bu iki belediyemize de sosyal belediyecilikte tam puan veriyorum.
Soru: İktidar olma ihtimalinizi nasıl görüyorsunuz?
Ayfer Dönmez: Bizim amacımız her zaman iktidar olmaktır. Geçtiğimiz genel seçimlerde büyükşehirler bazında bu başarıyı yakaladığımızı düşünüyoruz. Ne kadar çok baskı yapılırsa insanların inandıkları şeylere o kadar fazla sarıldıklarını gördük o süreçte. 13 binlik fark 800 binlere çıktı. Büyükşehirlerin sosyal belediyecilik anlayışıyla insanlarımıza bir umut olduğunu düşünüyorum. İnsanlarımız, sosyal belediyeciliği görünce halkımız her şeyin farkına vardı. Genel seçimlerde Millet İttifakımızla birlikte iktidara yürüyeceğimize yürekten inanıyorum. Onlar da gideceklerinin farkındalar. Şimdiki baskı, fişletmeler, ekonomik zorlaştırmalar… Şu an her şeye oynuyorlar. Ülkeyi tamamen yok etmeden gitmeleri gerekiyor. Türk halkının nefes almasının tek çaresi Millet İttifakıdır.
Yasemin Altın Erseçkin: Bugüne kadar kazan – kazanla devam eden bir iktidar vardı. Yeni dönemde insanlar artık ekonomik olarak fazlaca etkilenmiş durumdalar. Bir insan ancak bu kadar yanlış karar ve davranışlarla yol yürüyebilir. Bizimle Cumhuriyet Halk Partisini birleştiren tavırda en önemli unsur parlamenter sisteme dönmek istememiz. Küçük işletmeler bile yönetilirken yönetim kurulu kurarlar. Bunun nedeni ortak müşterekte buluşup doğru kararlar verebilmektir. Her fikri alarak ortak doğruyu bulmak adına yapılır toplantılar. Tek bir insandan çıkan kararlar her zaman doğru olamaz. Şu an iktidar partisindekiler de ne yapmak istediklerini bilmiyorlar. 2023 yerel seçimlerinden ne beklediklerini çok merak ediyorum. Benim gördüğüm şudur ki halkımız şu anda seçimi bekliyor. Halk sandıkta buna cevap vermek istiyor. Şimdiye kadar kazan – kazanlar vardı ama artık birbirlerini kaybetmeye başladılar. Ellerindeki o güç bitti. Ekonomimizin geldiği durum belli. Halkımızdan hiçbir şeyi gizleyemez, onların aklıyla dalga geçemezsiniz. Aklıyla dalga geçtiğiniz insanlar gün gelir bunun hesabını sorar. Hesap günümüz de şu an itibariyle 2023 Haziran. Öncesinde olursa da biz Millet İttifakı olarak başa geleceğiz inşallah. İlçe, il ve büyükşehir belediyelerimizde yönetmenin nasıl olacağını gösterdik. İnsanlar artık korkmuyorlar.
Soru: İkiniz de sosyal medya aracılığıyla linç edilmeye çalışıldınız. Bunu ve linç girişimi aşamasında kullanılan siyaset dilini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yasemin Altın Erseçkin: Çerkezköy’de sosyal medyada bana yorum yapan kişilerle en az karşılaştığımla bile bir kez olsun bir yerde karşılaşmışımdır. Bu süreç bittikten sonra da bu insanlarla karşılaşmaya devam ettim. Çerkezköy yüzölçümü olarak çok büyük bir coğrafya değil. Sağa dönüyorsunuz bir tanıdık görüyorsunuz, sola dönüyorsunuz başka bir tanıdığınızı görüyorsunuz. İnsanlar öncelikle bunu unutmamalılar. Biz seçim dönemlerinde siyasi rakip olduğumuz insanlarla sandık kapandıktan sonra yine komşuyuz, yine akrabayız, yine eşiz, yine dostuz. Bu unutulmamalı. Siyaset temiz bir dille yapılmalı. Siyaset ahlakla yapılmalı. Şöyle bir şey söyleyeyim… 19 Mayıs’ta Atatürk’ün büstüne karanfil bıraktığımızda fotoğrafın altına bir vatandaş yorum atmış. Yorumda ‘Hey gidi sizi Fatiha bilmezler’ yazıyor. Biz Ak Parti iktidarıyla müslümanlaşmadık. Biz zaten müslümanlığı kalbinde yaşayan, dinin devlet işlerinden ayrılması gerektiğini canı gönülden destekleyen, ibadetle imanın, insanın Allah’la arasında gidip gelen manevi bir güç olduğuna inanan insanlarız. Ne yürüyüşümüzle, ne saçımızla, ne başımızla, ne oturmamızla, ne kalkmamızla… Tabi ki bazı kurallar vardır ama insanlar bunlara göre değerlendirilemez. Kendi yaptığım paylaşımdan bahsedeyim. Cumhurbaşkanımız televizyonda bir konuşma yapmış. İnanın o konuşma gerçekleşirken ben çocuklarıma makarna pişiriyordum. Ben kızsam da sevinsem de hislerimi karşı tarafa yansıtan bir insanım. Bir iktidar partisi ilçe başkanı barışçı, birleştirici, uzlaştırıcı, ayrılanı toplayan kişi olmakla yükümlü biridir. Ama o çıkıyor diyor ki ‘Bu kadın şöyle, şöyle, şöyle dedi. Vurun’. Böyle bir şey olamaz. Siyaset bu değil. Bu linç girişimini eğer ki sıradan bir vatandaş yapsaydı üstünü kapatabilirdim. Fakat bunu iktidar partisinin ilçe başkanının yapmış olmasını esefle kınıyorum. Karşılıklı hukuki süreç başlamıştır zaten. Bu kadar alıngan olmamaları lazım. Çocukluğumdan hatırlıyorum… Rahmetli Demirel, Ecevit… Televizyona çıkarlardı, birbirlerine güzel güzel anlatırlardı. Siyaset böyle olmalı. Siyaset bu dille yapılmalı. Aksi takdirde kutuplaşırız, birbirimizden uzaklaşırız, ayrıştırılırız. Bu dil olmamalı, bu dil kesinlikle kullanılmamalı. Açık bir şekilde söylüyorum. Ben o paylaşımımı ne amaçla yazdığımı, nereye attığımı çok iyi biliyorum. O yüzden bugün olsa yine aynı şeyi yazarım. Aynı tepkileri verenlere aynı davranış içerisinde olurum. O gün paylaşımımın ardından bir arkadaşım arayarak sosyal medya hesabımı dondurmamı, Ak Partililerin linç girişiminde bulunacağını ifade etti. Sıkıntı olmadığını söyledim. Çünkü ben o paylaşımı neden yaptığımı, kim için söylediğimi çok iyi biliyorum. O yüzden çirkinleşebilecekleri kadar çirkinleşebilirler. Ben, yaptığımdan eminim çünkü. ‘Hodri meydan’ derim. Vatandaş benim yazdığımı da okuyacak, onların yaptıklarımı yorumları da okuyacak. Allah onlardan razı olsun. Ben, kendi PR’ımı bu kadar temiz yapamazdım. Ben, kendimi bu kadar kısa bir sürede bu kadar iyi tanıtamazdım. Beni çok iyi tanıttılar Allah onlardan razı olsun. Temiz siyaset istiyorum. Kadın olmamızdan değil, insan olduğumuzdan dolayı temsil ettiğimiz makamlara ister istemez saygı bekliyoruz. Biz de buralarda belirli kitleleri temsilen onlar adına burada ses olmaya çalışıyoruz. Hayata aynı penceren bakmamız şart değil ama ortak paydada buluşabiliriz. Şunu da unutmamanız lazım. Bugün siyaseten kalbini kırdığınız insanlarla; yarın hastanede birbirinize yardım etmek durumunda olduğunuz insanlar konumuna gelebilirsiniz. Birbirimize o saatte sırtımızı dönersek insanlık ölmüş demektir. İnsanlığın öldüğü yerde siyasetin işi olmaz. Bu çok önemli. Önce insan… İnsan odaklı olmalıyız. İnsan bir şey söylerken önce aynaya bakmalı. ‘Bu söylediğim şey, geçmişimle birlikte bana geri döner mi?’ diyerek önce kendini eleştirmeli. Bu çok önemli bir mesaj. Bizim çıkış noktamız belli, varmak istediğimiz hedef belli, yürüdüğümüz yol belli, günlük – haftalık – aylık planlarımız belli… Yapmak istediklerinin ne olduğunu bilen insanlarla siz çirkinleşerek mücadele edemezsiniz. Biz, belirli bir plan dahilinde ilerliyoruz. Siz, birinin üzerine bir şeyi yapıştırmaya çalışıyorsanız önce bir dönüp de kendi geçmişinize bakın. ‘Acaba ben geçmişte bundan bir şekilde etkilendim mi?’ diyerek kendinizi sorgulayın ve sonra karşınızdakine bazı yakıştırmaları yapmaya çalışın. Sizin, karşınızdaki insanı eleştirebilmeniz için pürü pak olmanız gerekmiyor ama kendinizin uçtan bir yerden oralara değmemiş olmanız gerekiyor. Yorumlara baktığımızda bana bazı yakıştırmaları yapan insanların geçmişlerinde nerede nelerle kimlere ifade verdiklerini biz çok iyi biliyoruz. Kimse kimsenin aklıyla dalga geçmesin.
Ayfer Dönmez: Ben bu durumlara öteden beri alışkınım aslında. O zamanlar sosyal medya yoktu ama. Gazetelerin internet sitelerinde haberlerin altlarına yorumlar yapılırdı ve biz bunları gerçekten takip ederdik. Çok hızlı bir şekilde erişemezdik bu yorumlara ama örneği sabah yapılan bir yorumu, akşam eve gittiğimizde hemen okumaya çalışırdık. Önceden bu kadar çirkinleşilmiyordu. Bu kadar çirkinleşmelerinin nedeni, gideceklerini bilmelerinden geliyor. ‘Gitmeden önce ne kadar saldırırsak, ne kadar yıpratırsak o kadar’ iyi mantığıyla siyaset yapıyorlar şu an. Ama siyaset bu değil. Herkesin farklı düşünceleri olabilir. Örneğin benim paylaşımımda dini öne sürerek troll’ler ortaya çıktı. Twitter’daki troll’ler temizlendi, buradakileri de temizlemek gerekiyor. Organizasyonları çok belli. Tek noktadan emir alıyorlar. Öyle yorumlar var ki gerçekten ahlaksızca. Siyaseti ilk olarak ahlaklı yapacaksınız. Karşındakinin düşüncesi ne olursa olsun saygı duyacaksın. Eleştirebilirsin, elbette ki eleştireceksiniz. Bizler eleştiriye açık insanlarız ama belden aşağı, ahlaksızca olduğu zaman ben bu lafları kendilerine iade ediyorum. İnsanlar kendilerini bu şekilde belli ediyor. Çamur atarak siyaset yapamazsınız, bu şekilde bir yerlere gelemezsiniz. Bizler de insanız. Bizim de çevremiz var, ailemiz var, yakınlarımız var. Siyaset ahlaklı ve vicdanlı yapılsın.  Bunlar hoş şeyler değil. Bizim yaptığımız siyasette hiç onların kişiliklerine ahlaksızca bir yorum yapılmış mı? Onları da anlıyorum gidecekler, biliyorlar, bu yüzden kızıyorlar ama bunlara gerek yok. Biz şu an neysek yine oyuz. Kimsen de korkumuz yok. Onları sadece edepli ve ahlaklı olmaya davet ediyorum.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.