Her-taraf

Geçtiğimiz günlerde internet sitemizde ve gazetemizin cuma günkü sayısında yayımladığımız “Öğe’nin boynu bükük kaldı” başlıklı haber üzerine, bizi taraflı olduğumuzu söyleyerek eleştiren yorumlar aldık. Haberi bizzat ben yaptım. Zaten altında da eşek kadar yazıyor ismim. Herhangi bir çekincem yok bu durumla ilgili; biz bu yola kefenimizi giyip çıktık.
Aslında bu yazıyı eleştirilere cevap vermek amacıyla değil, eğer açıp okurlarsa bu eleştiriyi yapanlara birkaç küçük hatırlatma yapmak amacıyla yazıyorum.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; Çerkezköy Havadis’in sahibi A. Kadir Kıldize de ben de bu mesleğin eğitimini almış insanlarız ve yaptığımız işi elimizden geldiği kadar doğru yapmaya çalışıyoruz. Ne gazetecilik oyunu oynamak ne de gazeteyi bir ticarethaneye çevirmek gibi bir niyetimiz var. Bu yüzden, yaptığımız haberlerde herhangi bir partiye, kitleye ya da şahısa yaranmak gibi bir derdimiz de yok.
Taraflılık meselesine gelecek olursak; üniversitede bu mesleği öğrenmem için dersime giren ve uzun yıllardır bu sektörde birçok çalışmaya imzasını atmış bir profesörün de sürekli dile getirdiği bir şeyden bahsetmek istiyorum. Gazeteci önce insandır. Ve her insan gibi gazetecinin de yakın durduğu bir taraf mutlaka vardır. Bu nedenle, hiçbir gazeteci tam anlamıyla objektif olamaz. Tıpkı gazete okuyucusunun objektif olamaması ve kendi “taraf”ına yakın bulduğu gazeteyi okumayı tercih etmesi gibi.
Ancak bahsi geçen haberle ilgili aklıma takılan bir şey var. Bizi taraf olmakla suçlarken hangi taraf olmakla suçluyorsunuz? Zira haberde CHP ve MHP İlçe Başkanları fotoğraf çekilirken Ak Parti İlçe Başkanı’nın karede bulunmadığını söylemişiz. Yani şimdi biz CHP tarafında mıyız MHP tarafında mı, onu anlayamadım. Yoksa cevap “Siz her taraftasınız, Ak Parti düşmanısınız” falan mı olacak? Bahse konu haber tamamen “mizahi” amaçla yapılmış bir haberdir ve o fotoğraf karesinde bulunan siyasi kişilerin yerleri farklı olsaydı, Ak Parti İlçe Başkanı yerinde CHP ya da MHP İlçe Başkanı olsaydı mesela, yine aynı haberi yapardık. Kişisel yaşamımızda tarafımız ne olursa olsun mesleki yaşamımızda kimsenin şahsına bir kastımız yok. Herhangi bir partiyle bağlantımız ya da bir partiye üyeliğimiz de yok. Hatta çok derin araştırmalar gerektirmeyen bir şeydir ki, Çerkezköy’de bu özelliği taşıyan tek gazeteyiz.
Kimseyi aşağılamak niyetinde değilim ama günlük yaşamımda bu tarz yorumlarla karşılaşsaydım daha fazla cehalete maruz kalmamak için o ortamdan koşarak uzaklaşırdım. Bu yazıyı yazmamdaki tek sebep, mesleğime ve çalıştığım gazeteye olan saygım ve sorumluluğumdur. Bunun haricinde, yaptıkları eleştirel(!) yorumlarda doğru kullanamadıkları Türkçe yüzünden, ne demek istediklerini anlamakta zorlandığım birtakım insana cevap vermek durumunda kaldığım için biraz utanç duyuyorum.
Son olarak, naçizane tavsiyemdir; ara sıra öfkenize mola verip gülmeyi unutmayın.