Yahu Bir Rahat Bırakın!

Telefonumda bir mesaj belirecek (Yani, inşallah. Mobil internet de zarar görmediyse…) “Köşelerde ışıksızım”… Gönderen: Ekin. Benden köşe yazımı isteyecek. Kısmet olur da internet gelirse yollayacağım ben de. Haberleşmeyi sağladığımız birçok servis çalışmıyor. Whatsap falan… Facebook, twitter’ı hiç söylemiyorum. Ha, bu arada tüm bunlar olurken tarih 2016’yı yeyip bitiriyor. Baya bildiğin yazıyla ikibinonaltı.
Neyse, velhasıl bu internet mevzusu pek can sıkıyor. Normalde çok politik bir insan değilimdir. 80 Milyon siyasetçinin olduğu bir ülkede siyaset yapmak çok da gelmiyor içimden. Oy kullanmak dışında siyasi kariyerimi sosyal hayatımda, aşk hayatımda falan sürdürüyorum. Kime hayır derim, kime evet derim, ne zaman nereye giderim, günümün kaç saatini kendime kaç saatini arkadaşlarıma, işime ayırırım falan… Hayatımdaki siyasetin bütün yeri bu.  Yer yer sövdüğümüz ABD’de böyle… İnsanlar çok politik olmuyorlar. Seçimden seçime biraz celallenir gibi oluyorlar, seçim sonrası hayat normal akışında devam ediyor. Neden? Çünkü siyaset, siyaset zamanı insanların hayatına sirayet ediyor. Adam oyunu atıyor, varsa hakkı yeri geldiğinde arıyor. Hiçbir zaman siyasetçi halkı siyasetin içine bodoslama sokmuyor. Bizde öyle mi? Hiç değil!
Şimdi soruyorum sana siyaset;
Ulan ben bu kadar senin işine karışmazken sen neden benim hayatıma karışıyorsun? Yahu ben neden eski sevgilime yanlışlıkla mesaj atamıyorum? Neden eşi-dostu dilediğimce arayamıyorum? Çatır çutur ödediğim internet parasını bu ay da ben ödeyim demiyorsun. Onu geçtim, kullanamadığım internetin parasını da benden alıyorsun. İzine çıkacak oluyorum, tarihi senin o, bu haline göre seçmek zorunda kalıyorum. Neden karnımdaki bebeye, içtiğim içkiye karışıyorsun siyaset? Ya siyaset meydanda güzel, sandıkta güzel. Bırakın benim hayatım üzerinden siyaset yapmayı. Varsa hakkım, helal etmiyorum.