Sahibinden satılık senaryo

Sahibinden satılık senaryo
Yayınlama: 20.07.2016
A+
A-

                                                                                                                                                                                                                   
   Geçtiğimiz günlerde, ünlü bir alım-satım sitesi olan sahibinden.com’da, benzeri görülmemiş bir ilan yayımlanlandı. Çerkezköy’de yaşayan; ancak üniversite yıllarında tanışan Metin Yazarı Eren Bozkurt ve Reklam Yazarı Yavuz Erduğan, yazdıkları senaryoyu satılığa çıkardı. İlanı “Sahibinden Hiç Çekilmemiş Uzun Metraj Film Senaryosu” başlığıyla siteye koyan iki arkadaş, ilana yazdıkları açıklamayla da büyük ilgi topladı.
Eren-Yavuz“ELMA ARMUT GİBİ SATALIM”
Yazdıkları senaryoyu filme dönüştürmek için birçok yapımcıyla görüşen Eren Bozkurt ve Yavuz Erduğan, yaptıkları görüşmelerden bekledikleri sonucu alamadı. Bu görüşmeler sırasıda, sektörün tektipleştirilmeye çalışılan senarist-senaryo döngüsüyle yüzleşen iki arkadaş, eserlere ticaret malı, senaristlere tüccar gözüyle bakıldığını görünce, hem özgün eserleri çember dışı bırakan ve eseri metalaştıran film sektörünü eleştirmek hem de senaryolarına hak ettiği değeri verecek bir yapımcı bulmak amacıyla, senaryoyu “elma armut gibi” satmaya karar verdi.
“İLAN METNİ SİNİRDEN GÜLÜYOR”
İlanı, yazmaya başladıkları yeni senaryo üzerine çalışırken verdikleri mola sırasında siteye koyduklarını söyleyen Eren Bozkurt ve Yavuz Erduğan, ilan metnini sinirden gülerek yazdıklarını anlatırken, “Zaten ilan metninin de sinirden gülüyor.” ifadesini kullandı.
“SENARYO SATILIK AMA HERKESE DEĞİL”
Verdikleri ilana, “PAZARLIK PAYI VARDIR” başlığıyla
“Metin yazarı ve Reklam yazarı sahiplerinden, yazarken hiç sigara içilmemiş, ilham perisinin üzerinde bolca tepiştiği, muhtelif yerlerinde revizyon olan, örnek gösterebileceğimiz bir muadili olmayan, uzun metraj filmimiz var. Şairli, şiirli falan bir film. Satıyoruz. Baya böyle elma, armut gibi satıyoruz.
Yanlış da okumadınız, 100 bin istiyoruz (Sünnettir, pazarlık senaryo başında yapılır). Piyasası çok umurumuzda değil. Biz de zaten piyasanın umurunda değiliz.
Ulaşmaya çalıştığımız 984576984 tane yapım şirketinden sadece 1’i bize döndü. ‘Değerlendirme yapmıyoruz.’ dedi onlar da.
Yapımcı harici ilgilenir gibi yapanlar da ‘Ya senaryoya çok para vermiyorlar. Çok da şaapmayın.’ dedi. Canları sağ olsun…
Yıllardır okuduğumuz, öğrendiğimiz şeyleri aylarca titizlikle hayata geçirdik. Günlerimizi, saatlerimizi, uykularımızı harcadık. Bir 5 dakikalarını harcamayan sözde sektörün ‘Lider’lerine nurlu yüzümüzü bile gösteremedik.
Ha bir de öğütler aldık. Mevzuyu işe dökünce haklı öğütler elbette; ‘Komedi yazın. O gidiyor bu aralar. Bu film biraz fazla nitelikli olmuş. Alıcısı yok bunun.’
Küçük yapımcıları kovalayacakmışız. Emeğimizi ‘BEDAVA’ya filme çekmeleri lütuf olacakmış bizim için. Emek, lütuf. Sanat, lütuf. Sinema, lütuf.
Kızdık, kızacağız. 20 Milyon hasılat yapan filmin sonunda yapımda emeği geçenleri yazmışlar, senarist yok. Filmdeki kedinin eğitmenin adı var, senaristin yok.
Senaristin hakkını koruma gibi bir niyetimiz de yok. ‘Senaristlik’ kavramı içerisindeki kendi payımıza düşen kısmın peşindeyiz. Kendimize ait olan hak kadar savunuyoruz.
Peki neden bu ilanı buraya koyuyoruz?
Duyduk ki sektörün jargonunda ‘Abi bize şu ayarda bir film lazım’ cümleleri rahatça yer bulabiliyormuş. Yani ısmarlama işler…
Dedik ya, elma armut misali… Yazılı metine, sanat denen sinemaya yapılan muamele bu ise, kurallar böyle ise biz de bu kurallara imkanlarımız dahilinde uymak istedik. O sebepten de sahibinden.com’a kalıba göre dikilen bir kıyafet, siparişle toplanmış bir bilgisayar gibi senaryomuzun ilanını koyduk. Belki sitem etsek de bir gün birlikte çalışmak zorunda kalacağımız abilerimizden biri Yatının cilasını satın almak sahibinden.com’a girdiğinde gözüne bizim ilanımız çarpar da ‘Yürü ya kulum’dan nasibini alan iki insan oluruz.
Bu uzun ilanı okumaya ayırdığınız vakit için teşekkür ediyor, kapanışı yine sıradan bir cümleyle yapıyoruz;
ALICISINA ŞİMDİDEN HAYIRLI OLSUN!” açıklamasını ekleyen genç senaristler, “Senaryo gerçekten satılık. Ama herkese değil. Yani sırf parası var diye biri satın alamaz o senaryoyu. Kaldı ki öyle teklifler de geldi. Tarlayla, arsayla takas falan… Neden? Alıp ne yapacaksın? Bizim niyetimiz bu işin filme dönüşmesi ve akabinde de hakkımız olanı almak. 100 Bin sembolik değil. İşin hakkı. Piyasada nedir ederi, umurumuzda değil. Biz kendi piyasamızda yaşıyoruz.” dedi.
“O YAPIMCI BURAYA GELECEK”
İlandan sonra en güzel geri dönüşleri kendileriyle aynı sıkıntıları çeken gençlerden aldıklarını söyleyen ikili, fikirlerini merak edip tanışmak isteyen herkese cevap verdiklerini belirtti. Tüm bunların ardından senaryoyu kendileriyle tanışmak isteyen eski bir yapımcıya okutan Eren Bozkurt ve Yavuz Erduğan, yapımcının “Senaryo keyifli, diliniz akıcı fakat Türkiye’de bu tarz işlere ha deyip atlayacak yapımcı bulmak zor.” şeklindeki konuşmasını iltifat olarak aldıklarını belirterek, “Filmi izleyeceğiz. Biz inanıyoruz. Biliyoruz ki iyi fikrin önünde hiçbir şey duramaz. Fikrimiz, metnimiz güzel. Er ya da geç; O YAPIMCI BURAYA GELECEK!” dedi.
Haber: Ekin Avcı

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.