Atatürk’ü unutma lüksünüz yok!

Merhaba kıymetli okur;
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında Çerkezköy Şehitliğinde dua okuyan İlçe Müftü Vekili Mahmut Öztekin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını ağzına almayınca önce İyi Parti İlçe Başkanı Yasemin Altın Erseçkin’den, daha sonra da CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’den tepki gördü. Bu tepkilerin ardından Türk Diyanet Vakfı Çerkezköy temsilcisi Ahmet Baksı ve Diyanetsen Çerkezköy temsilcisi İlhan İlke, soluğu Çerkezköy’de yayın yapan bir gazetede alarak konuyla ilgili demeç verdiler ve bahse konu Müftü Vekilini aklama telaşına girdiler.
‘İki sendika temsilcisi imamın gazeteye verdikleri demeci özetler misin?’ diye sorsalar vereceğim cevap şu olurdu; ‘Facia!’ Aslında durumu çok daha güzel özetleyecek deyimlerimiz mevcut ancak imam arkadaşların yazının bütününden çok deyime takılacağını düşündüğüm için bu deyimleri kullanmayacağım.
Okuyanlar bilir, geçen hafta 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenecek olan ‘Demokrasi ve Vatan Savunması’ konulu konferansın, İlçe Müftü Vekili olan bir Vaiz tarafından verilecek olmasını eleştiren bir yazı kaleme almıştım. Hatırlamanız açısından yazıyı özetleyen şu paragrafı da sizlerle paylaşmak istiyorum;
“Demokrasi ve Vatan savunması ciddi bir iştir kıymetli okur. Bunu gerçekten hakkını vererek insanlara anlatmak istiyorsanız, iyi bir akademisyene ve iyi bir ordu mensubuna ihtiyacınız olmalı. İşte burada da yine liyakat dediğimiz şey devreye giriyor. Eğer müftülükte vaizlik yapan birine Demokrasi ve Vatan savunması konulu konferans verdiriyorsanız, verdiğiniz konferans kocaman bir ‘hiç’ olmaktan öteye gitmez.”
Ben bu yazıyı yayınladıktan sonra sendika temsilcisi olan bu iki imam arkadaştan biri beni aradı ve bana; ‘Bu yazı benim hoşuma gitmedi. Sen imamlara hakaret mi ediyorsun?’ diye sordu. Ben de kendisine yazının hakaret içermediğini, sadece ‘Demokrasiyi ya da vatan savunmasını’ imamların değil de, konunun ehli olan kişilerin anlatması gerektiğini ifade eden bir yazı olduğunu belirttim. Bunun üstüne imam arkadaş bana; ‘Sendikamın avukatlarına bildiriyorum bu yazıyı, seni dava edeceğiz’ dedi. Ben de kendisine istediğinizi yapmakta özgürsünüz dedim ve konuşmayı sonlandırdık.
Beni arayan imamı tanımam, kimdir, nedir bilmem. Merak işte, biraz araştırayım dedim. Açtım bizim imamın sosyal medya hesabını, şöyle geriye doğru bir taradım. Bizim imamın, imamlıktan başka her meziyeti varmış meğer. Gazeteye verdiği demeçte; ‘Bizi siyasete alet etmesinler’ diyen imamın sosyal medya hesabında Kemal Kılıçtaroğlu’yla Devlet Bahçeli’ye etek giydirmek mi dersin, fetö paylaşımları mı dersin aklına ne gelirse var. Bir de imamımız her devrin adamı. Bir bakıyorsun önce Devlet Bahçeli’ye etek giydiriyor, ardından da Devlet Bahçeli’yi öven paylaşımlar yapıyor. Önce Meral Akşener’i göklere çıkarıyor, ardından yerin dibine sokuyor. Fetö liderinin vaazını paylaşıyor, sonra ona da etek giydiriyor. Kafası karışık sizin anlayacağınız.
Kısacası değerli okur, ‘Bizi siyasete alet etmesinler’ diyen sendika temsilcisi imam, sosyal medya hesabından siyasetin kralını yapıyor. Hem de en yanar dönerlisinden! Diğer paylaşımlarına değinmek bile istemiyorum. Bu arada Sayın Hocam, bu yazıyı okuduktan sonra sosyal medya hesabında geriye doğru sağlam bir mesai yapacaksın biliyorum ama bence uğraşma, hepninin ekran görüntüsü mevcut.
Gelelim yazımızın esas konusuna, bir hata sonucunda Atatürk’ün adının zikredilmesinin unutulmasına… Bana telefon açan sendika temsilcisi imam özelinde tüm diyanet çalışanlarına şunu söylemek istiyorum, sizin şu an maaş aldığınız kurumu ve şu an nefes aldığınız vatanı kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü unutmak gibi bir lüksünüz yok, olamaz.
Kalın sağlıcakla…