Başkan Erkiş: 1 yılda düze çıkarız
Seçim sonrası, sonu gelmeyen hayırlı olsun ziyaretleri ve yoğun iş temposu arasında ilk röportajını Saray Gazetesi’nden Alper Karahan’a veren Saray Belediye Başkanı Özgen Erkiş, çok önemli açıklamalarda bulundu. Saray halkından aldığı büyük destekle 10 günde önemli kararlara imza atan Başkan Erkiş, önceliklerinin belediyenin ekonomisini düzeltmek olduğunu belirterek, “Maddi açıdan bizi zor durumda bırakan bir tablo ile karşı karşıyayız. Başa baş noktasına ulaşmamız en az 1 yıl sürer. Kararları çabuk uygulayan dinamik bir ekibiz. Meşruiyet krizi yaşamıyoruz. Elimizdeki tek kozumuz bu” açıklamasında bulundu. Belediyedeki çalışan sayısını azaltmak için adım atmak zorunda olduklarını dile getiren Başkan Erkiş, “İşçi ödemeleri net maliyetin yüzde 40’ını aşmış durumda. Neredeyse bu bana zimmet çıkması demektir. Sigortalarla yüzde 60’ı buluyor. Bu durumda Belediye yatırım yapamaz. Önce biraz gözden geçirdik, tasarruf tedbirlerini devreye soktuk. Bunlarla kurtarılabilecek durumda değil. Biz şuan kredi çekip borçları, maaşları ödeyeceğiz. Ama bir ay sonraki kaderden kurtulamıyoruz. Bizim yüzleşmemiz gerekiyor bu durumla” dedi.
Saray Gazetesi’nden Alper Karahan’ın Saray Belediye Başkanı Özgen Erkiş’le yaptığı ropörtaj şu şekilde;
Oldukça yoğun bir mesainin içerisindesiniz. Bu duruma alışabildiniz mi?
Çok yoğun bir tempoda çalışıyoruz, telefonumuz çöktü. Yeniden numaraları toparlamaya çalışıyoruz. Telefonlarımıza dönüş yapamayışımızın sebebi aşırı yoğunluğumuz. Hem işin devletteki devamlılığın esas oluşundan dolayı sürme mecburiyeti ve bizim de yeni tarzımızla olayları kontrol etmeye dönük çabamızla beraber kaybettiğimiz zamanın etkisi var. O yüzden telefonlara çoğu zaman dönemiyoruz şimdilik. İleriye doğru sekreter de devreye girecektir. Belki bir yönetici asistanlığı olacaktır. Belediye Başkan Yardımcılarımız devreye girecektir. Şuanda sandığın kutsadığı insan olarak biz ön plandayız, herkes direkt bizimle görüşmek istiyor. Ama insani sınırlarla sınırlıyız. Konsantrasyon insan ilişkilerinde önemlidir. Bizim önemsediğimiz bir şey. O konsantrasyonun kendimde en alt sınırına indiğini fark ediyorum bazen. Seçim sonrası 8 ayın sonrasında bir dinlenme bekliyorduk belki de. O hiç olmayınca yüzleştik onunla.
Belediye bünyesindeki müdürlüklerde değişime gittiğiniz görülüyor. Bu değişime neden ihtiyaç duydunuz?
Yerlerinden memnun olmayan müdürlerimizin yanı sıra başarısızlıklarından dolayı bizim sorumlu tuttuğumuz müdürlerimiz de vardı. Onları rotasyona tabi tuttuk, bir kısmının yeri değişti. Şuanda bizi daha çok ilgilendiren mali işlerdir. Mali işlerde bir sıkıntı var. Belediyede idarenin başı Belediye Başkanıdır. Ancak Belediye Başkanı ile şuanda bizim helalleşmemiz olamaz. Çünkü kendisi 31 Mart itibarıyla resmi olarak görevden ayrıdır. Bir sorumlu aramak gerekir idare hukukunda. O sorumlu Mali İşler Müdürüdür. Onunla ilgili yaptığım gözden geçirme sonrası kendisini mali açıdan sorumlu bulduğumu, benim nezdimde başarılı olmadığını dile getirdim. Mali işler müdürü görevinden alındı. Kimse haklarını yitirsin istemiyoruz. Ben yargıç değilim, cezalandırmıyorum. Sadece onu sorumlu buluyorum, oradan uzaklaşsın istiyorum. Tabi Belediyeden bir müdürü kendi kafamıza göre görevden alamıyoruz, mevzuata göre hareket etmek durumundayız. Mali İşler Müdürü Bahsegül Hanım Muhtarlardan Sorumlu Müdür oldu. Mali İşler Müdürlüğüne Sedat Okuşlu getirildi. İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Tınaz bir başka müdürlükte görevlendirildi. İmar Müdürünü de başarılı bulmadım ben. Çünkü imarla ilgili yakın zamanda hepimizi ilgilendiren bazı sıkıntılar var. Hukuk ve çevre konusunda. Özellikle tarımsal arazilerdeki hukuk sarsılmış durumda. En azından bir gözden geçirilmesi gerek. Büyükyoncalı’da 1999’dan bu yana planların ele alınış biçiminde aksaklıklar var. İlgili kurum görüşleri alınmış değil, biz bundan rahatsız olduk. Hukuk olsun, isterse Saray yerinden kalksın. Dolayısıyla tarımsal alanda İl Tarım Müdürlüğünün görüşüne başvurulacak. Oralardaki bu ifraz durumları uygun mu değil mi diye. Büyükyoncalı’da yüzde 95’i imara açılmış bir yerle karşı karşıyayız. Türkiye’de eşi benzeri az görülen bir örnek bu.
Müdürlüklerde değişikler devam edecek mi?
Başarı düzeyi ile kaygı arasında bir çan eğrisi vardır. Hiç kaygı duyulmayan anlayışlar halk arasında çiftlik denilen yerlerdir. Herkes başarmak için yolda olmalı. Başaramazsam diye de bir kaygı duymalı. Bu yeterli. Fazlası iyi değil. Saray Belediyesi’nde güvene dayalı bir sistemi, kontrol mekanizmalarından da uzak tutmadan hayata geçirmeye çalışıyoruz. Kontrol itimada engel değildir. Bütün meclis üyelerini eski evraklarla donattık. Herkes incelesin gelsin sorsun diye. Muhalefet de destek veriyor. Fakat o yol çatı bizi zorlayabilir.
Saray Belediyesi’nde gereğinden fazla personel olduğu için İller Bankası payının personel maaşlarına bile yetmediği ifade ediliyor. Bu sayıyı azaltmak için bir adım atacak mısınız?
Korkarım, atacağız. İşçi ödemeleri net maliyetin yüzde 40’ını aşmış durumda. Neredeyse bu bana zimmet çıkması demektir. Sigortalarla yüzde 60’ı buluyor. Bu durumda Belediye yatırım yapamaz. Önce biraz gözden geçirdik, tasarruf tedbirlerini devreye soktuk. Bunlarla kurtarılabilecek durumda değil. Her yerde söylüyoruz yakamızı bırakmayan ve bize acı bir kader yaşatan çalışan aristokrasisi var. Hepimiz işçi sınıfının sendikalaşmasına saygı duyuyoruz, bunu destekliyoruz. Hayatımızın önemli bir kısmı bu mücadele ile geçti. Burada da bir grup nasıl anlaşma yaptıysa sefalette eşitliği savunmayan bizler bile o dengesizlik işin hukukunu, ahlakını sarsmış durumdadır diyoruz. Bugün burada 8 bin liradan fazla maaş alan var ve az çalışıyorlar. Oysa 2 bin 500’e çalışan işçimiz de var onlar taşta, çöpte. Bu da vicdanları kanatan bir durum. Şuanda belediye bu gidişatla baş edemiyor. Nazmi Başkan da burada örtüşen fikirler ortaya koymuştu bugünkü aklım olsa falan diye. İş kanunu işçiyi koruyor, biz şuan kredi çekip borçlarını, maaşlarını ödeyeceğiz. Ama bir ay sonraki kaderden kurtulamıyoruz. Bizim yüzleşmemiz gerekiyor bu durumla. Sendikaların burasını bir zafer alanı gibi ilan etmeleri bize ters köşe yapıyor.
Saray Belediyesinin bugünkü ekonomik tablosu en azından başa baş noktasına ne zaman gelir?
Başa baş noktasına ulaşmamız en az 1 yıl sürer. Kararları çabuk uygulayan dinamik bir ekibiz. Şu ana kadar biraz hızlı gittik. Meşruiyet krizi yaşamıyoruz. Elimizdeki tek kozumuz bu.
İlk meclis toplantısında kredi yetkisi aldınız. Kredi kullanacak mısınız?
Yetkiyi aldık, inşallah 1 buçuk milyonluk kısmını kullanacağız. Türkiye Finans’tan kullanılıyor. Oranı 2.01’den 1.79’a düştü.
10 gündür belediye personeli ile birlikte mesai harcıyorsunuz. Personelle ilgili ilk izlenimleriniz nasıl?
Sokaktaki çalışanlara bakıyorum, büyük bir disiplin zafiyeti var. Şu an gözlemliyorum. Onlara benim ulaşmam yavaş yavaş olur. İdari iklimi yukarıda organize etmeye çalışıyoruz. Oradan tabana doğru bir yansıma mutlaka olacaktır.
Hattuşa meselesi çok gündemde. Ne düşünüyorsunuz?
Hattuşa’nın Saray’a yararlı olduğunu söylüyorlar bu bir bakış açısıdır. Saray’a yarar getireceğine kesinlikle emin olduğum taraflar var. Ancak sözleşme taraflardan birisi için Hattuşa için aşırı yararlanma noktaları içeriyor. Bir idare hukuku sözleşmesinde hiçbir taraf bu kadar yararlanmamalı. Maden Tetkik Arama ile bizim sözleşmemizi inceleyin. İdari kanadında MTA var. Ben idareciyim. Üstün kamu menfaati benim üzerimden geçerli. Bizim Hattuşa ile yaptığımızda biz idareci tarafız o işletmeci. Orada tam tersi işletmeci taraf başat, daha dominant. Bu anlaşılır değil. Hakim konumdaki biz olmalıydık. Bu konuyla ilgili önümüzdeki hafta Ankara’ya gideceğiz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi iki tarafta kamu tüzel kişiliğiyse çok net bir biçimde ortaya koyuyor. Diyor 1 ay içinde başvuru yapmış olmak kaydıyla hangi tarihte dolar kuruna tabi olduysanız o tarih üzerinden ödemelerinizi Türk Lirası olarak yaparsınız. Saray Belediyesi’nin başvurusu olmuş ama MTA 5.40’da diretmiş. Umuyoruz ki çok geç olmuş olmasın. Çünkü hak düşürücü süreler vardır işleyişte. Sen o süreyi kullanmadıysan hakkından fedakârlık etmişsin demektir. Orada Hattuşa Saray Park Müdürü Adem Koç’un dediği hak kazanıyor ne yazık ki.
Uğur Mumcu Parkı’nı uzun zamandır Saray Belediyesi işletiyor? Sizin Uğur Mumcu Parkı ile ilgili tasarrufunuz ne olacak?
Biz artık kamucu bir anlayışla ele alalım istiyoruz. Piyasa genel geçer kuralları bizi zorlayabilir. Biz bütün kurumlarımızı kendimiz işletelim istiyoruz. Bilhassa kar etmediklerimizden başlayalım. Uğur Mumcu Parkı ile ilgili yeni yönetim modelleri deniyoruz. Tutacak gibi bazı modeller. Orada artık hantal bir yapı yok. Başa baş noktasından hala orası da uzak. Yeni bir yönetim deseni koymaya çalışıyoruz.
Dışarıdan bakıldığında Özgen Erkiş kendi doğrularının peşinden giden birisi olarak bilinir. Buna karşın mecliste her bir üyeye söz vererek akıl ortaklığı yaratmaya çalışan bir başkan görüntüsü verdiniz. Sizin doğrularınızla meclisin doğruları uyuşmadığında ne yapacaksınız?
Mücadele ederim fakat meclisin kararlarının üstüne gitmem. Müdürler üzerinden meclisin bypass edildiği çok görülmüştür. Belediye başkanları kraldır birçok yerde. Bir yol bulur ve halleder. Ben öyle bir başkan olmayacağım. Çünkü meclisin her birisinin ortalama 3 bin kişiyi temsil ettiğini düşünüyorum. Onları yok sayamam, çok yakışık almaz. O mecrada mücadele ederim olmuyorsa meclisin dediği olur. Ama meclisten de benden de daha önemsediğim bir şey var hukuk. Mutlaka hukukun dediği olacak. Meclis bana hukuksuz bir şey yaptıramaz. Umut ediyorum ki insani bir yanılgım ihtimaldir ben de meclise hukuksuz bir şey yaptıramayayım.