Obezite ve metabolik cerrahi

Obezite ve metabolik cerrahi
Yayınlama: 03.08.2018
A+
A-

Çerkezköy Özel Optimed Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İsa Kaman, obezite, diyabet hastalıklarını ve bunların cerrahi süreçleriyle ilgili soruları yanıtladı

NEDEN KİLO ALIRIZ?
“En büyük sorumlusu yediğimiz gıdalar, endüstriyelleşmiş toplum, sanayi tipi gıdaların hayatımıza girmesi, işte tüm bunlarla birlikte vücuttaki yağ miktarının boya göre inanılmaz derecede artmasıyla hızla baş edilemeyen kilo alımımız başlar.
KİME OBEZ DENİR?
Bir insana obez diyebilmemiz için boyuna oranla kilosunun çok yüksek oranda olması lazım.
KİMLER OBEZİTE AMELİYATI OLABİLİR?
Vücut kitle indeksi, 25’in altında olanlar kesinlikle obezite cerrahisine aday değillerdir. Kendisinin kilolu olduğunu sanan her insanı ameliyat etmeye kalkarsak, gerçekten çok yanlış yapmış oluruz, çünkü çoğu zaman insanlar kendilerini zayıf olarak görmüyorlar, normal olmalarına rağmen kiloluyum deyip bundan da en kısa yoldan vazgeçmek istiyorlar.
DİYET VE EGZERSİZE RAĞMEN KİLO VEREMEYENLER
Obezite Ameliyatı için vücut kitle indeksinin %35’in üzerinde olması lazım. Hastanemizde artık Obezite Ameliyatının yanı sıra Metabolik Cerrahi Tip2 Diyabet Ameliyatı da yapılmakta. Bu iki ameliyat birbirinden farklı. Tip2 Diyabet ameliyatı olacak hastaların kiloları normal olabilir, hatta bazen biraz fazla olabilir, vücut kitle indeksleri %35’in üzerinde olmayabilir, bu hastalara biz Tip2 Diyabet Cerrahi Yöntemlerini uyguluyoruz.
Obezite cerrahisi herhangi bir yandaş hastalığı olmayan, diyabeti olmayan hastalarda yapılabilir. Diyabeti olanlarda ise bu iş artık metabolik cerrahi yani diyabet cerrahisi alanına giriyor diyebiliriz.
OBEZİTE CERRAHİSİ HANGİ DURUMDA UYGULANMAZ?
Kesinlikle uygulanmaz dediğimiz durumlar vücut kitle indeksi %35’in altında olan kişiler. Vücut kitle indeksi %30-35’in arasında yapılan merkezler var ama vücut kitle indeksi %25-30 arasındakilere kesinlikle uygulanmaması gerekir.
AMELİYAT KARARI VERMEDEN ÖNCE VE SONRASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Öncelikle hasta geldiği zaman baştan aşağı tüm muayeneler ve değerlendirmeler yapılır, bu ameliyata gerçekten ihtiyacı var mı yok mu buna bakılır, biz hekimler için bu durum çok önemli. Hasta gerçekten bu obezitenin verdiği zararlardan çok etkileniyorsa, hastanın vücut kitle indeksi %35’in üzerinde ve tansiyonu, şekeri varsa. Hatta artık yürüyemiyor, dizlerinde bazı problemler çıkmış ve çeşitli yandaş hastalıkları çıkmış ise, kalp krizi riskleri artmışsa, bu hastalara ameliyatı tavsiye edebiliyoruz. Tavsiye etmediğimiz durumlarda ise, vücut kitle indeksi %35’in üzerinde ama yandaş hastalıkları olmadığında öncelikle bir diyet tedavisi, egzersiz öneriyor ve bunları takip ediyoruz, kilo verebiliyorsa zaten ameliyata gerek kalmıyor ama önerilen diyet ve egzersize rağmen kilo verimi söz konusu olmuyor ise o zaman hasta ile birlikte tekrar değerlendirmeler yapılıp ameliyata karar verilebilir.
AMELİYAT ÖNCESİ DİYETLE KİLO VERİLMESİ ÖNERİLMELİ Mİ?
Tabi ki öneriyoruz, çünkü önemli olan şey şu bu ameliyatla yapılan işlem mide hacminin küçültülmesi ve bir süre sonra daha az yemek yemesinin sağlanması, bunu diyetle de başarmak mümkün olabiliyor en azından deneyip görmek gerekiyor.
Onun için şartlar tam uygun olmadığında obezite ameliyatı, %100 şart bir şey değildir ama hasta kilo veremez, bazı psikolojik problemler yaşıyor ise o zaman yapılabilir.
Mesela bunlarda da iyice araştırmak lazım, problemli olan hastalarda bazı avantajlar ve dezavantajlar olabiliyor. Hasta bize başvurduğu zaman mutlaka psikiyatri, iç hastalıkları (dahiliye), anestezi doktorlarının değerlendirmelerini alıyoruz. Bu hasta obez olmuş olabilir ama sadece yiyerek mi yoksa başka metabolik problemleri de var mı, yandaş hastalıklar oluşmuş mu, psikolojik problemleri var mı ve kilo almasında etkili mi, çevresindeki olan ilişkileriyle problemleri var mı tüm bu detaylara bütünsel bir anlamda bakılması lazım. Hastaya maksimum derecede fayda sağlamak için bunun yapılması şart. Örneğin hastanın psikolojik olarak yeme problemi varsa, bu hastanın midesini küçülttükten 1,5 sene sonra zaten midesi tekrar genişlemeye başlayacaktır. Önce kilo veren sonra kilo alan bir hastayla karşılaşmış olacağız. Bu yüzden çok ayrıntılı değerlendirmek lazım.
METABOLİK CERRAHİ UZMANLIĞI İLE GENEL CERRAHİ UZMANLIĞI ARASINDAKİ FARK NEDİR?
Genel cerrahi uzmanlığı bir uzmanlık dalı ama obezite ve metabolik cerrahi uzmanlığı diye ayrıca bir uzmanlık dalı yok. Bu nedir, genel cerrahi uzmanlığı yapan hekimler bazı merkezlere giderek, eğitimlerini alarak bu cerrahi alanla spesifikleşmiş oluyorlar. Sadece genel cerrahinin bir üst dalı olarak, yan dalı olarak değerlendirmek lazım. Gerçekten çok özel bir konu artık biz endokrine girmeye başladık.
DİYABET NEDEN BU KADAR YAYGINLAŞTI?
Toplum artık sanayileşiyor. Sanayileşmiş ambalajlı gıdalar aldığımız sürece, maalesef gıda terörü çok fazla çok arttı. Her sene diyabet hastalığı artması aslında biraz kafalarda soru işareti bırakıyor. Normalde genetik faktörler desek, 100 kişiden 10 kişisinde diyabet hastası var. Seneye 100 kişiden 11’i oluyor. Normalde 1 kişi daha önce diyabet hastası olmamasına rağmen her sene bu oran artıyor 12, 13 14… oluyor. Hep artıyor.
Sanayileşmiş, içinde katkı maddeleri, genetiği değiştirilmiş, işlenmiş, mutlaka raf ömrünün uzun olması demek vücutta da raf ömrünün, uzun olacağı anlamına geliyor. Paketli gıdalara dikkat etmek lazım, keşke eskilerdeki gibi beslenebilsek, aslında en iyisi köylerde yediğimiz kendi buğdayımızın olduğu kendi yaptığımız ekmekler…
Tamamen suçu yeme alışkanlıklarımızda buluyorum çünkü önceden diyabet hastası yoktu. Şu anda niye ortaya çıktı hava kirliliği etkili olabilir, işlenmiş gıdalar olabilir, hareketsiz yaşam stresli yaşam bunların hepsi bu yüzyılın hastalığı. Aslında biz hasta değildik önce kendimizi hasta ediyoruz sonra da bunun tedavisini arıyoruz.
DİYABET OLDUĞUMUZU NASIL ANLARIZ?
Halsizlik, yorgunluk, çok fazla su içmek, çok sık idrara çıkmak diyabetin belirtileri arasındadır. Ama bu belirtilerin olduğu herkeste diyabetlidir diyemeyiz. Bunu anlamak için kan şekerinin belli bir değerin üzerinde olması durumunu görmek gerek.
İnsülin direncini yenmek lazım. İnsülin direncinin en önemli sebebi şişmanlık, yani bu şişmanlığı azaltmamız lazım. Bu hastalar belli bir kısır döngüden kurtulabilmesi açısından sağlık profesyonellerinden yardım alması lazım. Vücut kitle indeksi %35’in üzerine çıkmış hareket edemeyen insanlarda obezite ve diyabetik – metabolik cerrahi alternatif tedavi olarak girdi.
BİR TÜRLÜ KİLO VEREMİYOR İSE HASTAYA ÖNCE HANGİ CERRAHİ TEDAVİ UYGULANIYOR?
Hasta diyabetse özellikle hastayı bireysel olarak değerlendirdiğimiz zaman kilosuna bağlı bir diyabet mi, yoksa diyabete bağlı kilo mu onun ayrımını yaptıktan sonra biz bu hastanın sadece obeziteye bağlı bir diyabet ve kilo problemi olduğunu anladıysak obezite cerrahisine yöneliyoruz ama hasta diyabet ve diyabet tarafı daha ön planda ise diyabet cerrahisine yöneliyoruz. Bu obezite ve metabolik cerrahi alanları ikisi de birbirinden farklı alanlar. İşin içerisine ince bağırsaklar giriyorsa eğer, metabolik cerrahi alanına doğru bir kayma olduğu anlamına gelir. Metabolik cerrahi, ince bağırsağın ikinci kısmının daha aktif hale getirilmesidir.
METABOLİK CERRAHİ NASIL OLUYOR?
Kesiliyor ama obezite cerrahisi gibi bir parça çıkarılmıyor. İnce bağırsağın yeri değiştiriliyor. Hastamız bir gün önceden geliyor, yatışı yapılıyor ve bazı tetkikler gerçekleştiriyoruz. Anestezi ile ilgili testler, anestezi ihtiyaç duyarsa psikiyatrik testler ardından gerekli ise kardiyoloji ve göğüs hastalıkları ilgileniyor. Bu ameliyatta bir risk var mı diye araştırıyoruz. Pıhtı atmasını engelleyici ilaçlar öneriyoruz. Bacaklarına çeşitli varis önleyici pompalar koyuyoruz. Ameliyatta eğer, tüp mide yapacaksak yani obezite ameliyatı yapacaksak %80lik bir kısmını alacağımız şekilde midenin kubbe kısmı dediğimiz alnını ince bir tüp haline gelecek şekilde alıyoruz.
AMELİYAT KARARI VERDİKTEN SONRA, HEMEN Mİ YATIŞ, ÖNCESİNDEN Mİ YATIŞ?
Çeşitli yatışlar yapıyorlar ama ben 1 gün öncesinden yatırıyorum. Ameliyat öncesi endoskopisine bakıyorum bir yara kitle veya tümör var mı diye bunlar önemli. Ultrason yapıyoruz safra kesesinde taş var mı yok mu ona bakıyoruz, diğer branşlar gerekli ise onlara da kontrol için haber veriyoruz. Sonra solunum fizyoterapisti yaptırıyoruz. Her şey uygunsa ameliyata giriyoruz. Ameliyat 1-1,5 saat kadar sürüyor. Özel delici kesici aletlerimizle midedeki o dört parmak dediğimiz kısmı alıyoruz ve ince bir tüp haline getiriyoruz.
NORMAL HAYATA DÖNÜŞ SÜRESİ NEDİR?
İşe dönüşü çalıştığı işle doğru orantılı. Eğer ağır bir iş yapıyorsa 1-1.5 ay gibi bir süreden sonra başlamalı. Hafif masa başı işler ya da ev hanımı ise 1 hafta sonrasında tamamen normal yaşantısına dönebilir düzeye geliyor. Tabi bunlar hastadan hastaya değişebilir durumlardır. Ameliyattan 3-4 saat sonra hastamızı hemen ayağa kaldırıp yürütüyoruz. Hastanede ameliyat olduktan sonra 3 günlük bir yatış süremiz var. Onun dışında hastamızı aylık olarak takip ediyoruz. Kilo kontrollerini de yapıyoruz. Bu ameliyatın başarısı sadece verilen kilolarla alakalı değildir. Ben hastanın ameliyattan sonra 20 kilo vermesini doğru kabul etmiyorum. Bir insan bu kadar kilo veremez. Orada bizler yanlış bir şeyler yapmışızdır. Hastanın 7-8 kilo vermesi gerekir. 20 kilo vermek bir travmadır. Çok hızlı kilo vermek başarılı bir işlem değildir.
TÜP MİDE AMELİYATI OLAN KİŞİ 1 YILDA ORTALAMA KAÇ KİLO VEREBİLİR?
Önce hızlı kilo verecektir sonra yavaşlayacaktır. Hedeflenen kiloya göre değişir ama benim klinik kanaatimle ilk ay 7-8 kilo vermeye başlıyor, sonraki aylarda bu 2-3 kilo olarak takip ediyor.